GÖKKUŞAĞI
Artık yaşlandığını hisseden Kral Yunus tacını oğlu Şişeburun’a devretmek ister. Ancak Şişeburun’un öncelikle Kral’ın dileğini yerine getirerek tacı hak etmesi gerekmektedir. Kral dileğini söyler. “Gökkuşağını 6 ülkede görmelisin. O zaman taç senin olacaktır.” Bu dileğin gerçekleşmesi için Şişeburun’un yeryüzüne çıkması gerekmektedir. Peki, bir balığın atmosferde yaşaması mümkün mü? Bu arada onun kral olmasını isteyen ve ona yardım edenler de var, ama Peri Büke’nin birbirinden zorlu bilmeceleri de var…
Şişeburun’un birbirinden zorlu bilmeceleri çözmeye çalışırken giriştiği yolculukta siz de onunla birlikte Karadeniz’e dalacak, denizler dünyasının bilinmeyen güzellikleriyle tanışacaksınız. Zaman zaman deniz canlılarının karşılaştığı zorluklara tanık olacak, zaman zaman onlarla birlikte eğleneceksiniz.
Gökkuşağı, çocuklara heyecanlı bir okuma dizisi sunmanın yanında onlara denizlerin ve deniz varlıklarının karşı karşıya olduğu çevre sorunlarını tanıtıyor. Gelecek kuşaklarda dünya değerlerine sahip çıkma ve onları koruma anlayışı geliştiriyor.
Unutmayın, Gökkuşağı tüm ülkelerde sizlerle parıldayacak… Var mısınız, Karadeniz’e kıyı 6 ülkeye heyecanlı bir yolculuğa?
Her geçen gün duyarsızlaşan toplum, ve birçok başka sebep yüzünden kirlenen Karadenizin Kralı Yunus artık yaşlanmıştır. Görevini devretmek için Şişeburun isimli tüm deniz ahalisinin sevdiği oğlu yunusu seçer. Fakat Şişeburun’un kral olabilmek için yerine getirmesi gerekenler vardır. 7 ülkede su yüzüne çıkıp gökkuşağını görmesi ve babası Kralın ona verdiği inci kolyeyi gördüğü 7 renk ile tamamlaması gereklidir. Kral Yunus’un bu şartını yerine getirirken Şişeburun’u bekleyen maceraların ilk öyküsü olan “Kırmızı”da, Şişeburun kendisine yolculuğunda eşlik edecek olan arkadaşları Çınar ve Poyraz ile tanışır. İlk gökkuşağını hep birlikte güzeller güzeli su perisi Büke’nin su damlasının içinden seyrederler. Geriye 6 gökkuşağı kalmıştır. Şişeburun’a diğer gökkuşaklarını bulmak için yardım etmeye söz veren Büke’nin Şişeburun’a bir bilmecesi vardır… Serinin ilk öyküsünde kahramanlarımızın renklerin en canlısı olan kırmızıyı keşfetmelerine tanık oluyoruz.
Gökkuşağının diğer bir rengini görebilmek için Su Perisi Büke’nin bilmecesini çözmeye çalışan Şişeburun ve arkadaşı Çınar'ın deniz altındaki bilge foka ulaşması gerekmektedir. Fakat Bilge Foka ulaşmaya çalışırken deniz canlılarının birer ikişer evlerini terk edip Karadenizden başka sulara doğru taşındığını görürler. Sebebi ise ne yazık ki petrol arama sondajlarının kirlettiği kara-gri sulardır… Şişeburun kral olmak ve Karadeniz ahalisini bu sorunlardan tümüyle kurtarmak istemektedir. Bilmeceyi bir an evvel bulması ve gökkuşağı renklerini tamamlaması için zaman daralıyordur…
Su perisi Büke’nin bilmecesini çözmeye çalışan afacanlar, bilmecenin ipuçlarını takip ederek bir gökkuşağı daha görmek üzere yola çıkarlar. Bu yolculukta Şişeburun ilk kez babası Kral Yunus’un ona devredeceği görevin zorluklarıyla karşılaşır. Su perisi Büke’nin denizaltına dönüşen su damlası aracında denizlerin ne kadar kirlenmiş olduğuna, balık türlerinin soylarının nasıl tükendiğine tanık olurlar. Artık afacanların iki görevi vardır; bilmeceyi çözmek ve denizleri en temiz maviye ulaştırmak... Bakalım afacanlar bu macerada hangi ipuçları ile hem denizleri masmaviye ulaştıracak hem de gökkuşağındaki maviyi görecektir?
"Kendisi beyaz gölgesi yedi renk!”
Su Perisinin bilmecesinin cevabı afacanların hiç bilmediği sahillerde gizlidir! Bu kez bilmecenin ipucu, ait olduğu sahile geldiğinde içinden dalga sesleri duyacakları bir deniz kabuğudur. Afacanlar deniz kabuğunun hangi sahile ait olduğunu bulmaya çalışırken, bir yandan denize dökülen sıvı atıkların önlenmesi bir yandan da sahil halkının bilinçlenmesi için çabalayacaktır… Peki bilmecenin cevabı hangi ülkenin sahillerinde gizlidir?
Yunus Şişeburun ve arkadaşı Çınar Su Perisi Büke ile birlikte suları gürül gürül akan tertemiz bir nehre varırlar. Su perisi Büke onlara bu nehri takip ederek yeni bilmecenin cevabına ulaşabileceklerini söyler. Yolculuk boyunca nehirde sandal sefası süren ikilinin dikkatini Bayan Balık’ın sohbet ederken kendilerine bahsettiği “Tuhaf Şapkalı Adam” çekmiştir. Bayan Balık o adam geldikten sonra nehirde herşeyin değiştiğinden söz etmektedir… Peki bu tuhaf şapkalı adam kimdir ve nehirde ne yapıyordur?
Serinin sondan bir önceki hikayesinde okuyucu çocuklar tarım yaparken bile denizlerin korunabileceğini Tuna nehri rotasında seyahat ederken öğreniyor.
Şişeburun’a babası kraldan haber gelir; gün batımına kadar inciye son rengi verecek bilmeceyi çözmelidir, yoksa Kral Yunus, Şişeburun’un kardeşi Kocaburun’u tahta geçirecektir. Su perisi Büke son bilmeceyi de afacanlara açıkladıktan sonra bu bilmecenin Şişeburun’un yalnızca kendisi tarafından çözülmesi gerektiğini söyler… Kral olmayı çok isteyen Şişeburun bilmeceyi tek başına nasıl bulacağını bilemeden denizler ülkesine doğru çaresizce yola koyulur. Uzun uzun düşünür fakat bilmecenin cevabını bir türlü bulamıyordur… Herşeye rağmen mutlu olmuştur, çünkü tüm bu macerada denizleri korumak için elinden gelen her şeyi yapmış, kral olamasa bile denizleri yine koruyacağına kendi kendine söz vermiştir. Gün batımına doğru babası ile birlikte kendisini bekleyen deniz ahalisinin yanına gitmeden önce son bir kez çocukluğunda hep ziyaret ettiği gizli mağaraya gider…