Ekin, Cemil ve Berke alışılagelmişin dışında bir arkadaşa rastlayana kadar dünyanın başına gelebilecekleri tahmin dahi edemiyorlardı. Binbin’i tanımak Erguvan Çocuk Kulübü’nün ideallerine yeni bir boyut kazandırıyor. Serinin bu ilk kitabında çocuklarımız kahramanlarımızla tanışacaklar. Onlar kahramanlarımızın fikirlerini düşünürken, bakalım kahramanlarımız yeni ziyaretçi hakkında ne düşünecekler?

Bu tatlı macerayla beraber çocuklarımıza televizyonlarda duyup da uzak kaldıkları bir sözcüğün panzehrini sunuyoruz. Acaba küçükten büyüğe hepimizin asit yağmurları için yapabilecek bir şeyi var mı? Erguvan Çocuk Kulübü’nün neler yapabileceğine gelin birlikte bakalım.

Eyvah okulda aşı var! Bunun ne kadar yararlı bir şey olduğunu bilsek de küçükten büyüğe hepimiz o iğneden korkarız. Peki, ya iğnenin vücudumuza batmasından daha korkunç görünümlü bir şey olabilir mi? Çocuklarımız serinin 3. kitabında “dünyamıza batan iğneler” hakkında fikir sahibi olacak. Umarız onlar büyüdüğünde tıbbi atıklar konusunda daha hassas olurlar… Biz çocuklarımıza sunalım bilsinler, gerisi onlara kalsın.

Yüzmekten korkmadığımız denizler istiyoruz. Bakalım bu macerada Ekin, Cemil, Berke ve Binbin denizlerimizi kurtarabilecek mi? Peki, ya denizlerimiz kirlenirse neler olur? Bilirlerse eğer, torunlarımızın çocuklarının da istedikleri gibi yüzebildikleri pırıl pırıl denizleri olacaktır! Bilsinler ki, Denizler Mavi Kalsın!

Erguvan Çocuk Kulübü’nün çalışmaları onlara neler kazandıracak? Bu bölümde bizim de bir kulübümüz olsun diyecek mi bakalım çocuklarımız? Çocuklarımıza çevre ve doğa sevgisini verdik, şimdi sıra emeğinin ürününü almakta…

Ekolojik sistemin bozulması nelere bedeldir? Yaşlı ziyaretçimiz anlattığı öyküyle Ekin, Cemil ve Berke’yi bilinçlendiriyor. Onları hala harika bir dünyaya sahip olduklarına inandırıyor. Bu kitapta çocuklarımız bir başka önemli soruya yanıt buluyor. Türlerin korunması biyolojik dengeyi nasıl etkiliyor?

Evrendeki her gezegen mevsimleri yaşayabilecek kadar şanslı mıdır? Belki değil… Dünyada bile dört mevsimi yaşayabilmek başta küresel ısınma olmak üzere birçok sebepten ötürü her geçen gün zorlaşırken, evrende bu güzelliği çoktan kaybetmiş olan gezegenlerin olması mümkün. Tıpkı böyle artık mevsimleri yaşayamayan bir gezegenden gelen uzaylı Yetmiş Dede ve uzaylı torunu Binbin, Ağaç Dostları kulübündeki afacanlar Berke, Cemil ve Ekini ziyaret eder. Uzaylı Binbin’in ödevi kendi gezegeninde artık yaşanmayan mevsimleri araştırmaktır. Ağaç Dostları kulübündeki afacanlar uzaylı dostlarına yardım ederken, okuyucu afacanlar da kendi gezegenleri Dünyada var olan kıymetlerin farkına varacaklardır.

Binbin’in ödevi için mevsimlerin peşinde koşan Ağaç Dostları kulübündeki afacanlar, uzaylı dede Yetmiş’in anlattığı hikâyedeki kasabanın başına gelenlerden çok etkilenirler… Peki ya artık sadece masallarda yer alan bu şirin mi şirin kasabaya ne olmuştur?

Ağaç Dostları kulübündeki afacanlar ile birlikte “Mevsimlerin Peşinde”nin devam öyküsü olan bu öyküde ağaçların doğadaki yerini ve önemini, ağaçları korumanın dünyayı da korumak anlamına geldiğini ve bu özel varlıkları korumanın değerini anlıyoruz.

Binbin’in ödevi için sonbahar mevsimini görmek üzere yazı yaşayan kuzey yarım küreyi terk eden Ağaç Dostları Kulübü, gittikleri güney yarım kürede de küresel ısınma gerçeğiyle karşılaşır. Yetmezmiş gibi bu çevre sorununun zavallı kuşların göç zamanını dahi etkilediğini öğrenen afacanlar, güney yarım kürede kışın yaklaştığından haberi olmayan kuş sürüsünü yazı yaşamakta olan kuzey yarım küreye göç ettirmek ister… Peki bunu nasıl başaracaklardır?

Binbin’in ödevinde sıra pamuk bir kış görmeye gelir. Yetmiş Dede ve gemisi ile yolculuğa çıkan Ağaç Dostları Kulübü üyeleri ve Binbin kışı görmek üzere kuzey kutbuna gitmeye karar verir. Kartopu oynayacakları ve kardan adam yapacaklarını düşünen çocukları, kuzey kutbunda başka bir sürpriz beklemektedir. Bakalım Ağaç Dostları Kulübü üyelerimiz uzaylı arkadaşları Binbin ile birlikte kardan adam yerine bu kez kardan bir ev yapabilecekler mi?

Her geçen gün buzulların eridiğini öğrendiğimiz kuzey kutbunda, afacanları küresel ısınmanın bu etkisi ile mücadele ederken okuyacağımız bir öykü.

Yetmiş Dede yönetimindeki Mavi Boncuk adlı uzay gemisi bu kez Binbin’in ödevi için ilkbaharı yaşamaya doğru yola çıkar. Ağaç Dostları Kulübü’nün aklına bahar denince uçurtma gelir! Uzaylı Yetmiş Dede için ise uçurtma yalnızca ninesinin anlattığı hikâyelerden ibarettir… Ağaç Dostları Kulübü üyeleri Uzaylı dostları Yetmiş Dede ve Binbin’e uçurtma keyfi yaşatmayı kafalarına koyar. Uçurtma malzemeleri ararken gidecekleri köyde artık eskisi gibi yağmur yağmadığını öğrenirler. Ağaç Dostları Kulübü afacanlarının hem sulama yapmak isteyen köylü dedeyi hem de hayatında hiç uçurtma görmemiş uzaylı Yetmiş Dedeyi mutlu etme öyküsü.

Uçurtmaların sadece masallarda kalmadığı, çocukların sevinç dolu gözlerine yansıdığı baharları yaşamak dileğiyle!

Binbin’in ödevinin artık sonuna gelen Ağaç Dostları Kulübü afacanları geriye kalan son mevsim olan yazı göstermek üzere Yetmiş Dede ve Binbin ile deniz kenarına doğru yola koyulur. Hiç yaz yaşamamış olan Binbin, birbirinden leziz yaz meyvelerinin tadına vardıkları deniz kenarı pikniğinde yaşadığı bu anları bir daha yaşayamayacağı için çok üzülür… Ona bir hatıra vermek isteyen Ağaç Dostları Kulübü üyeleri sahilde deniz kabuğu ararken, minik kaplumbağa yumurtalarına rastlar.

Serinin son öyküsü olan “Beyaz Deniz Kabukları”nda ışıl ışıl yaz mevsimini hissederken, Yetmiş Dede ve Binbin’e veda eden çocuklar ile birlikte soyu tükenmekte olan kaplumbağaları nasıl koruyabileceğimizi öğreniyoruz!